20 Temmuz 2009 Pazartesi

Vize

En zor ve stresli kısım buydu galiba. İlk kez vize alacaktım. Vizeyi İtalya’dan almaya karar verdikten sonra evraklarımı hazırlamaya başladım. İşsiz olmam en büyük dezavantajımdı fakat bunu da ablamı maddi destek göstererek, tapuyla,uçak biletleriyle vs.. aşacağımı umuyordum. Öyle de oldu. İdata’ya ikinci gidişimde evraklarım tamamdı, randevu gününü beklemeye başladım. Bu arada İdata’da çok çok iyi ve ilgili davrandılar, 4 gün sonraya aldım randevuyu. O kadar uğraştım ve ablamı da uğraştırdım ki evraklarla ilgili, artık reddetseler de umrumda olmaz diye düşünüyordum, çok gerdi çünkü bu iş.

Ama randevu sabahı yine gergindim tabii. 3. sıradaydım. Benim önümdeki bir kişiye vize vermediler, iyice stres oldum. Sıra bana geldi ve 3 sorudan sonra –yaklaşık 1.5 dakika- vizeli pasaportum elimdeydi. Önce anlayamadım, bu kadar kolay olmamalıydı. Tekrar tekrar açıp baktım ve vizeyi almıştım. “Ne amaçla gidiyorsun, maddi olarak kim karşılıyor, işsiz misin ve en son nerde çalıştın, kaç gün kalacaksın” Sorular bu kadardı. Konsolosluktan çıktım ve hissettiğim tek şey sanki interraili yapıp dönmüş olduğumdu. O kadar rahatladım yani.

Sonradan yavaş yavaş sevinç ve heyecan başladı. Artık önümde engel kalmadı, 1 hafta sonra gidiyordum, inanamıyorum!

Yolculuktan önceki son gün her şeyi hazırladım. Heyecanlıydım. İlk kez ve tek başına yurt dışına çıkacak olmanın stresi ve heyecanı vardı üstümde. Ve tabii biraz da aile stresi. Nerde kalacaksın, paran yetecek mi, domuz gribi var vs vs…

1 yorum: